SOE     |  Diş Hekimliği  |  Akupunktur  |  Dental Fotograf   |  Biz Kimiz  | İletişim   |    E-mail

 

 

                            Tel:+90 (216) 345 5916    +90 (216) 345 6034    Gsm:+90(532) 254 3102                                                 

 
laser,

Bu bölümde laser konusuna genel olarak bakılarak, bazı deneylere yer verilecektir.

LASER NEDIR?

Görünür ışık; farklı dalga boylarının, yani farklı renklerin karışımıdır. Atomların rasgele ışımaları nedeniyle atomik ışınımlarla çıkan ışık dalgalarıda aynı fazda olamazlar. Dolayısıyla olağan bir ışık hem değişik dalga boylarını hemde değişik fazda dalgaları içermektedir. Ancak laser bundan farklıdır. Laserin tek bir dalga boyu vardır ve aynı dalga boyundaki dalgalar eşuyumludur yani aynı fazdadır.

Laser : - Light amplification by stimulated emission of radiation- Uyarılmış ışıma yoluyla ışık genliğinin yükseltimi. Laser ışığını üretmek için yükseltici ortam adı verilen bir katıya, sıvıya veya gaza enerji pompalamak gerekir. Yükseltici ortam enerji aldıkça, atomlar sadece belli bir frekansta ışın çıkartmaya başlarlar. Bir atomdan çıkan ışın komşu atoma çarptığında onuda aynı frekansta ışımaya zorlar. Böylece oluşan zincir etkisi artarak pek çok sayıda atomun aynı anda ve aynı frekansta ışımasına neden olur. Çıkan ışınlar laser tüpü içerisinde ileri geri yansıtılarak biriktirilir. Işık genliği yeteri kadar büyüdüğünde yarı yansıtıcı aynadan geçerek aygıt dışına çıkar. Bu olay bir laser pulsu oluşumudur. Ilk çalışan laser 1960 yılında Theodore Maiman tarafından gerçekleştirildi.

 

AKUPUNKTURDA LASER KULLANILMASI

Akupunkturda rutin teknik olan iğneleme tekniğinin, her hasta tarafından hemen kabul edilen bir yöntem olmadığı gerçektir. Çocuk hastaların iğneleme tekniğine pek sıcak baktığı söylenemez. Dermatolojik hastalıklarda tedavi uygulaması problem yaratabilmektedir. Iğneleme tekniğinde terapi süresi lasere göre daha uzundur.

Bu zorluk ve tatbik güçlükleri yeni uygulama yöntemlerinin araştırılması sürecini başlatmıştır. İlk olarak iğne yerine lastik elektrod kullanılarak sinir uçlarını veya sinir yollarını bloke eden bir metod ortaya konmuştur. Bu tekniğe transcutan nerves stimülasyonu ( TNS) adı verilir. Bu konudaki ilk çalışmalar Melzack.Fox ve Jenkner tarafından yapılmış ve bu tekniğin etki mekanizması ile sonuçları Isveçli Erickson ve Sjolund tarafından ortaya konmuştur.

Nogier'e kulak bölgelerinde kullanılan frekansların arttırılmış halini gösteren şema

Akupunktur noktasının uyarılması sırasında sinirsel etkinin yanında biyokimyasal etkininde varlığı söz konusudur. Bu hümoral mekanizma olarakda adlandırılmaktadır.

Laser stimülasyonu sırasında ki hümoral mekanizma şu şekilde izah edilebilir. Laser ışınları derinin enerji bakımından zengin olan elemanları ile karşılaştıklarında, bu noktalarda ( semipermiabl zarlar, intertissium, terminal arterio-venöz anastomozlar.) bir enerji nakline sebep olurlar. Iyonizasyon ve moleküler hareketlerde artış olur. Artan moleküler hareket özellikle kendisini ısı olarak gösterir. Bir diğer önemli olayda fotokimyasal olayların ortaya çıkmasıdır.

Kellner, yapmış olduğu araştırmada 2mW laserin deride herhangi bir irreversibl hasara yol açmadığını ortaya koymuştur. Araştırma objesi olarak derisi, histolojik ve sinirsel inervasyon bakımından, insan derisine çok benzediği için domuz kullanılmıştır. Bu hayvanlar 4 gün süreyle ve günde 4 saat olmak üzere laser ışınına tabi tutulmuşlardır. Işınlanan noktalar akupunktur noktaları ve nötral noktalardır. Bu uygulamadan hemen sonra domuzlar öldürülmüş ve ışınlanan noktalar ile ışınlanmayan noktalar histolojik olarak incelenmiştir. Bu incelemenin sonucu,

1- Deride herhangi bir doku tahribatı veya inflamasyon belirtisine rastlanmamıştır.

2- Deride herhangi bir indirgenme reaksiyonuna rastlanmamıştır.

3- Kasıtlı olarak aşırı dozda ışınlanan gurupda oksidasyon görülmüştür.

4- Nokta çapı 3mm olan, 2mW.lık He-Ne laserinin derideki penetrasyonu 0,8 mm olup refleksiyon etkisi 6 mm çaplı bir alana yayılmaktadır.

şeklinde ortaya çıkmıştır.

 

Yine Kellner tarafından 1966 yılında yapılan bir çalışmada Krause cisimcikleri 0,1 ile 0,2 mm, Hoyer-Groser organı 1 mm nin biraz altındaki derinliklerde tesbit edilmişlerdir. Riecker'e göre terminal arteriol ve venüllerin yaptığı anastomozlar ise yine bu seviyede yer almaktaydı. Kellner ve Pawlik'e göre Paccini cisimciği biraz daha derindedir.

 

1 mm derinlikte oldukça diffüz ve etkili olarak laser ışını tesbit edilmiştir. Buna göre Milkanek ve Kritz'in laser ışınının, akupunktur noktalarını ancak 1 mm derinliğe kadar direkt olarak etkiliyebileceği görüşü destek kazanmaktadır. Ancak burada ortaya çıkan reaksiyon sonucu meydana gelen reflex etkinin arterio-venöz anastomozlar ve sensorial sinir uçlarını etkileyeceği kabul edilmektedir.

 

Akupunktur noktalarındaki laserin etkisi 1977 yılında Krötlinger tarafından gösterildi. Krötlinger, tam olarak lokalize edilmiş olan akupunktur noktaları ile maksatlı olarak bu noktalardan ortalama 1,5 cm uzaklıkta bulunan nötral noktaları laser ile ışınladı. El ve ayaklarda bulunan, meridyenlerin başlangıç ve bitiş noktalarına tekabül eden Ting noktaları adını verdiğimiz uç noktalarda potansiyel değerleri ölçtü. Bu noktalardaki değerlerde bariz yükselme akupunktur noktaları ışınlandığında ortaya çıkmıştır. Akupunktur noktası olmayan yerlerin ışınlanması sonunda yapılan ölçümlerde değerlerde düşüş saptanmıştır. Bu çalışmada kullanılan akupunktur noktaları ve diğer noktalar iğne ile stimüle edildikten sonra yapılan ölçümlerde elde edilen değer ise laser ile yapılan stimülasyondan sonraki değerler ile aynı seviyede bulunmuştur. Bu deneyde ortaya çıkan sonuçla laser tedavisinin bir plasebo tedavisi olduğu şeklindeki görüşler çürütülmüş oldu.

 

Günümüzde tıp da katı madde ve gaz laserleri kullanılmaktadır.

Gaz laserler HeNe,Co2 katı laserler GaAs,GaAlAs olarak örneklendirilebilir. Gaz laserlerde mekanik olarak çözülmeye çalışılan frekans problemi katı laserlerde elektronik olarak kolaylıkla halledilmiştir.

 

 

Site içeriğinde bulunan tıbbi bilgiler destek sağlamak içindir. Hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi, tanı ve teşhis koyması yerine geçmez.

SOE Ömerpaşa cad. Dr.Mustafapaşa Apt. N0:92 d:4 Erenköy/ İstanbul -Türkiye 

Tel: +90 (216) 345 5916     +90 (216) 345 6034 Gsm: +90 (532) 254 3102

Copyright © SOEDENTAL. 2000-2017 Tüm hakları saklıdır.

Görsel ve Yazılı Eserlerin İzinsiz Olarak Kısmen veya Tamamen Kopyalanması ve Kullanılması, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına Göre Suçtur.
All Images and Text Published in www.soedental.com are Copyright © Protected by The Author, All Rights Reserved. Use By Author Permission Only.
Son güncelleme: 15-11-2017 .